-
1 hatırı için
-
2 hatır
1) па́мятьhatırından çıkmak — вы́лететь / вы́скочить из головы́, запа́мятовать
hatırına bir şey gelmesin — не поду́май ничего́ плохо́го
hatırına gelmek — вспо́мнить
hatırına getirmek — напо́мнить кому
hatırında kalmak — сохраня́ться в па́мяти
hatırında olmak — по́мнить, не забыва́ть
hatırlarda olmak — остава́ться в па́мяти люде́й
hatır[ın]da tutmak — держа́ть в голове́, сохраня́ть в па́мяти
hatırdan uzak tutmamak — не забыва́ть
2) уваже́ние (оказываемое кому-л.); почти́тельное отноше́ние, почте́ниеhatır etmek — уважа́ть, ока́зывать уваже́ние
gönül bilmemek / saymamak / tanımamak — а) вести́ себя́ гру́бо / неуважи́тельно; б) не счита́ться с чьим-л. мне́нием
hatırını hoş etmek — ува́жить, доста́вить уваже́ние
hatırını saymak — пита́ть уваже́ние к кому; почита́ть кого
••- hatır ve hayale gelmemekhatır için çip tavuk yenir — посл. из уваже́ния мо́жно да́же сыру́ю ку́рицу съесть
- hatırı kalmak
- hatırını kırmak
- hatır sormak -
3 bir
оди́н* * *1) оди́нbirimiz — оди́н из нас
2) одина́ковыйbenim için hepsi bir — мне всё равно́
3) еди́ныйbir bütün — еди́ное це́лое
4) како́й-нибудьbir kitap ver — дай каку́ю-нибудь кни́гу
5) како́й-тоsizi bir adam aradı — вас спра́шивал како́й-то челове́к
6) тако́й...bir yağmur tuttu ki — припусти́л тако́й дождь...
7) так (сильно и т. п.)bir düştüm ki... — я так упа́л, что...
bir tuhaf bakıyor — он так стра́нно смо́трит
8) то́лько, лишьbunu bir o bilir — э́то лишь то́лько он зна́ет
bir tat beğenirsin — ты то́лько попро́буй - понра́вится
9) разhaftada bir — раз в неде́лю
bu bir — э́то раз; э́то во-пе́рвых
10) -ка, ну́-каo yılları bir hatırlayın — вспо́мните-ка те го́ды
••bir çiçekle bahar / yaz olmaz — посл. одна́ ла́сточка весны́ не де́лает
bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var — посл. па́мять о ча́шке ко́фе живе́т со́рок лет; ≈ добро́ не забыва́ется
bir koltuğa iki karpuz sığmaz — посл. ≈ за двумя́ за́йцами пого́нишься, ни одного́ не пойма́ешь
bir koyundan iki post çıkmaz — посл. с одно́й овцы́ де́сять шкур не сни́мешь
- bir âlembir uyuz keçi bir sürüyü boklar — посл. одна́ парши́вая овца́ всё ста́до по́ртит
- bir araba dolusu
- bir arada
- bir aralık
- bir araya gelmek
- bir aşağı bir yukarı
- bir atımlık barutu kalmak
- bir avuç
- bir ayağı çukurda olmak
- bir baltaya sap olmak
- bir başına
- bir baştan bir başa
- bir ben bilirim
- bir de Allah
- bir... bir...
- bir çekirdek geri kalmamak
- bir çırpıda
- bir daha
- bir daha yapmam
- bir dalda durmamak
- bir damla
- bir de
- bir de ne göreyim
- bir dediği iki olmamak
- bir derece
- bir dereceye kadar
- bir deri bir kemik
- bir don bir gömlek
- bir bu eksikti
- bir göz gülmek
- bir gün
- bir içim su
- bir kaşık suda boğmak
- bir kazanda kaynamak
- bir paralık etmek
- bir solukta
- bir şey değil
- bir tahtası eksik
- bir taşla iki kuş vurmak
- bir varmış bir yokmuş
- bir yastıkta kocamak
См. также в других словарях:
hatırı için — 1) (... ın / ... nın) bir kimsenin, gönlü hoş olsun diye Ben nergisi sevmiyorum. Sırf Bahar ın hatırı için bir kerelik aldım. H. Taner 2) (... ın / ... nın) yüzünden, sebebiyle İnanınız ki müdürün güzel hatırı için işime başladım. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
hatır — is., Ar. ḫāṭir 1) Düşünme, akılda tutma, hafıza, zihin, akıl, yâd 2) Gönül, kalp Sakın hatırını kıracak bir şey söyleme. 3) Birine karşı duyulan saygı, sevgi Hatırınız için bu işi yaptım. 4) Durum, keyif, hâl Hatırını sormak. Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
fedakârlık — is., ğı Özveri Elimi öpme fedakârlığına teyzesinin hatırı için razı olmuştu. R. N. Güntekin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller fedakârlık etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
üzerinde — zf. 1) Üstünde Donanan minareler sanki yolun üzerinde yakılan meşalelerdir. R. E. Ünaydın 2) ... ile ilgili, üzerine Hacı Ömer in hatırı için gecelerce başımı soğuk su ile ıslatarak kitaplar üzerinde çalıştım. R. N. Güntekin Birleşik Sözler ütüsü … Çağatay Osmanlı Sözlük
hatırsız — sf. Hatırı sayılmayan, etkisiz, saygın olmayan Fakat fakir, gösterişsiz ve hatırsız bir adam olduğu için teşebbüsleri daima neticesiz kalmıştır. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
karşılık — is., ğı 1) Bir davranışın karşı tarafta uyandırdığı, gerektirdiği başka davranış, mukabele Haykırışlarına etraftan karşılık gelmiyordu. H. R. Gürpınar 2) Bir dildeki bir sözü başka bir dilde aynı anlamda karşılayan söz 3) Cevap, yanıt 4) Bir şey… … Çağatay Osmanlı Sözlük
göğüs vermek — eziyete, sıkıntıya katlanmak, tahammül etmek Ben, onun hatırı ve hatırası için daha ağırlarına da göğüs verirdim. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
nazına katlanmak — istenen her şeyi hangi durumda olursa olsun yerine getirmek Cemal Paşa, gençlik akımı içinde hatırı sayılır olduğunu bildiği için sonuna kadar Halide Hanım ın nazına katlandı. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük